YENİ NOTA YAZIM SİSTEMİ: IIIS
İsmail Hakkı Yalaz
Yeni nota yazım sistemi ki, bundan böyle IIIS olarak anılacaktır; esasen Türk makam müziği eserlerinin notaya alınması amacıyla tasarlanmış olmakla birlikte; mikrotonal müzik, klasik batı müziği gibi anılan diğer türdeki bütün müzik eserlerinin notaya alınmasında da rahatlıkla kullanılabilecektir.
Bölüm 1:
IIIS yazım sistemi, prensipte, insanın, zihinsel modelleme yetisine uygun olarak; hali hazırda aşina olup kullanmakta olduğu sembolleri değerlendirerek; müzik alanı olarak tarif olunan bir ortamda, her türlü müziksel faaliyetlerin gerçekliğine uygun şekilde temsil ve tefsir olunması esasına dayanmaktadır.
Zihinsel modellemeden kastedilen olguyu açmak gerekirse: Örneğin insan yüzünün zihinde modellenmesini ele alalım. O yüz alanında bulunan kaş, göz, burun, dudaklar vb öğelerin yüzdeki yerleşimi ve kapladığı alan, ne kadar çeşitli olursa olsun, insan yüzünün zihnimizde kabul edilen bir modellemesi vardır. Binlerce, milyonlarca, insan yüzü, zihnimizde, neredeyse milisaniyede kontrolden geçer ve kabul görür. O yüzde, yani o yüz alanında gördüğümüz oluşum, zihin için geçerlidir. O yüzü meydana getiren unsurların, bir biriyle en ufak bir uyumsuzluğu, en ufak bir tuhaflık anında yadırganır; zihnimiz bizi ikaz eder, hatta elimizde olmadan ürpeririz.. Gene yüzdeki kırk küsur kasla kontrol edilebilen mimikler, gölgelenmeler, karşımızdaki insanın, davranışı, niyeti ve ruh hali hakkında önemli ip uçları aktarır bize. Daha da ileri giderek, zihnimiz insan tipleri ile ilgili genellemeler yaparak, o tiplerle ilgili davranış biçimleri hakkında bizi hazırlıklı tutar.
Kısaca değindiğimiz hususlar, insan zihninin ilgi duyduğu alan hakkında, zihinsel modelleme yeteneğinin ne denli kapsamlı, güçlü, güvenilir ve işlek olduğu hakkında bir fikir vermektedir. Sistem bu yetinin en iyi şekilde değerlendirmesini hedeflemektedir.
Bölüm 2:
Başlangıçta birkaç önemli noktayı belirtmek gerekirse:
Kurulacak sistem;
- Özde makam müziği için tasarlanmış olmakla birlikte, her türden müzik eserinin kolayca kayıt altına alabilmelidir;
- Basit olmalıdır; özellikleri kolayca kavranılabilmeli; çabuk alışılmalıdır;
- Aşina olduğumuz unsurları içermeli, onları değerlendirmelidir;
- Kapsamlı olmalı, yapılacak işin her türlü gereksinimine misliyle cevap verebilmeli; ancak deneyim kazanıldıkça daha basit ve kolay uygulama tekniklerine indirgenebilmelidir;
- İşlek olmalıdır, teklemeden yapılan işi hızlandırabilmeli, uygulayıcısına zaman kazandırmalıdır;
- Kolay taşınabilmeli, her ortamda kolayca uygulanabilmelidir;
- Gelişime açık olmalıdır; insanlar onu geliştirebilmeli; anonimleşebilmelidir;
- Zihinsel işlemler için, sistemin simgesel modeli, işin gerçeği ile uyumlu olmalıdır;
- Sistem bilgisayarda kolayca modellenip programlanabilmelidir;
- Çift korumalı olmalıdır; bir kapı kapanırsa diğerinden girilebilmelidir.
Bölüm 3:
Kurulacak nota yazım sistemi, müzik alanı olarak tarif edilen bir alanda gerçekleşecektir. Bu alanda, sesler, ritimler ve müzikle ilgili diğer bütün görevler: İmgesel ve simgesel ifadeler; işlevsel ve tarif edilmiş bağıntılar; ve her türlü parametre ve ön şartlar ile ifade edilecektir. Hedef, bu alanın zihin tarafından modellenip, repertuarına alınması esasına dayanmaktadır.
Bu bağlamda Müzik alanı: Bir benzeştirme (analoji) yaparsak, elektromanyetik alana benzer bir yapıdadır. Müzik eserlerinin meydana getirilişinde kullanılan her türlü ses, ritim, duygu düşünce vb unsurlar arasında doğal veya suni olarak yaratılmış her türlü bağıntının rahatlıkla ifade edilebileceği; temel olarak dikey eksende ses frekanslarını, yatayı eksende zamanı barındıran bir alandır.
Bölüm 4:
Sistemin ana yapısını grafik olarak ele alırsak:
Örneğin Türk makam müziği seslerinden Dügah ve Neva seslerini, bu alanda dörtlü bağlantı hatlarını parametre kabul ederek şu şekilde gösterebiliriz. (Dügah=D; Neva=N)
Gene batı müziği sesleri ile (12tET): La ve Re seslerini gösterecek olursak grafiğimiz:
(Batı müziği ana sesleri “A B C D E F G “ olarak alınmıştır)
şeklilinde olacaktır. Bundan böyle daha detaylı olduğu için Türk makam müziği sesleri ile devam edilecektir..
Frekans ve zaman akslarını gizleyerek (göz ardı ederek) alanı sesler ile doldurmaya devam edersek, şöyle bir görünüm ile karşılaşacağız:
Burada görüldüğü gibi rast, dügah, segah, çargah, neva, hüseyni, gerdaniye, muhayyer ve tiz çargah seslerli kullanılmıştır. Hat aralarındaki iki sesten pest olanı alt çizgiye, tiz olanı üst çizgiye yakın olacak veya temas edecektir.
Gene görüldüğü üzere tiz çargahı belirtmek için C sesinin üst kısmına bir siyah nokta eklenmiştir. Benzer şekilde kaba çargahı belirtmek için C sesinin bu sefer alt kısmına bir siyah nokta eklenecektir. Aslında, ileride görüleceği üzere, nota yazımı sırasında buna gerek kalmayacaktır. Sistemi çift korumak için burada bu şekilde kullanılmıştır. Diğer “Kaba” ve “Tiz “ ibareli sesler için aynı yöntem geçerlidir.
Bu kertede, Türk makam müziğinde kullanılan seslere ait isim ve frekansların nominal olarak belirlendiğini kabul ediyor ve halen pratik olarak kullanılan nota isimlerini aşağıdaki şekilde kodluyoruz, şöyle ki:
Not: Burada sesler ve kodlanması, sistemin anlatımı için bu şekilde gösterilmiştir.
Görüldüğü üzere seslerin baş harflerini alfabe elverdiği nispette büyük harflerle kalanları küçük harflerle kodladık. Bu arada aynı isimde olup ancak kaba veya tiz diye anılan seslerde tizler için harfin üst ucuna; kabalar için harfin alt ucuna nokta ilave ettik.Yukarıda belirttiğimiz gibi, pratikte buna gerek kalmayacaktır. Sistemi çift koruyabilmek için böyle önerilmiştir, sisteme alışıldıktan sonra bu noktalar kendiliğinden düşecektir.
Anlaşılacağı üzere, sistemde diyez, bemol gibi, sesleri belirli ölçüde tizleştiren, pesleştiren işaretlere gerek kalmamaktadır. Ancak yeni makamların ortaya konması ile, kullanılan yeni makam ve onun ilave ses veya seslerinin, kamu oyu ve bilim kurulunca kabulü sürecinden sonra sisteme kazandırılabilecektir. Bu süreç içinde yeni ses mevcut hangi sese yakınsa o ses üzerine konulacak inceltme veya kabalaştırma işareti ile (Yumuşak g üzerindeki işarete benzer) donatılıp yerine alıştırılarak kullanılabilecektir. Ancak bu alanda diyez bemol kuralı hiç kullanılmayacak demek değildir; yapılan müziğin türüne göre avantaj sağladığı görülürse, kural olarak, alana konulabilir (örneğin 12t ET veya benzeri ses sistemlerinde).
Bu müzik alanında, üç oktavlık bir ses bandı içinde yukarıda kodladığımız sesleri pesten tize doğru, aşağıdaki şekilde gösterebiliriz:
Görüldüğü üzere müziğimizin ana seslerini kaba rast’tan tiz gerdaniye’ye kadar (tetrakord parametresi ile) sekiz hat üzerinde gösterebiliyoruz, daha pest veya daha tiz sesler için hat sayısını artırabiliriz. Tabi ki yazılımda bu hatların hepsi bulunmayacak, ileride göreceğimiz gibi, genelde üç hat (üç çizgi) yeterli olacaktır.
Burada hat üzerine düşen sesler tiz yönde bir birilerinin dörtlüleridir (pest yönde ise beşlileridir); bu görünüm telli müzik aletlerinde akort sırasını andırmakta, bir gerçeklik hissi uyandırmaktadır. Hat üzerindeki sesler, örneğin dügah, neva, gerdaniye, hüseyni aşiranı gibi sesler aynı zamanda anahtardır, bu yazılım için önemlidir, çünkü böylece holografik, sürekli kayabilen bir anahtarlama sistemi içsel olarak tesis edilmiş olacaktır. Seslerin çizgiler üzerinde veya arasındaki yerleri göreceli olarak belirlidir; yani bir insan yüzündeki gözün kaşın ağzın burnun yeri gibi; bu özellik de yazılım için önemlidir, çünkü melodi motifleri belleğimize görsel olarak kazınacak, tanımış olduğumuz insan yüzlerinin hatırlanması, hatta onlara benzeyenlerin hemen fark edilmesi gibi zihinde müzikal bir kütüphanenin oluşması mümkün olacaktır.
Bölüm 5:
Kayar anahtarlama sistemini açmak gerekirse: Aşağıdaki şekilde gösterildiği gibi, yaklaşık sekiz santimetre çapında, onsekiz santimetre uzunluğunda (bir nota satırı uzunluğunda) bir silindir (tambur) düşünelim. Bunun üzerine dörtlü hat çizgilerinin çizildiğini varsayalım. Bu çizgiler üzerine seslerimizi yazalım. Tambur yatay eksende ileri geri (+ veya - yönde) döndükçe ufkumuzdaki ses pesleşecek veya tizleşecektir; yada kontra olarak, biz ufkumuzdaki hatta daha pes bir ses, veya tiz bir ses yazarsak tambur artı veya eksi yönde dönmüş gibi olacaktır. Gene tambur önüne bir perde kor ve bu perde üzerinde ancak onun üç hattını görebileceğimiz bir pencere açtığımızı varsayarsak, bu bizim nota yazım alanımız (nota satırımız) olacaktır. Dörtlü seslerle anahtarlama yaptıkça tamburu görmesek bile onun döndüğü hissini kaybetmemiş olacağız; böylece gayet işlek ve işlevsel bir nota yazım alanı ve anahtarlama sistemi yaratarak zihnimize kazandırmış olacağız. Bu husus aşağıdaki şekillerde şematik olarak verilmiştir.
Nota yazım alanının görünüşü, aşağıda görüldüğü gibi algılanacaktır.
Bu noktada pencere yüksekliğine göre kullanıcı, tambura 8,7,6,5,4,3,2 ve hatta 1 hat görebilecek şekilde bakabilecektir; ancak genelde üç hatlı bir nota satırı yeterli ve kullanışlı olacaktır.
Gene pencere arkasındaki tamburun yeteri kadar uzun ve zaman içinde eserin icrasına uygun olarak sağdan sola doğru hareket ettiği de düşünülebilecektir ki bu sistemin bilgisayar programlanması için bir kolaylık ve gerçeklik yaratacaktır.
Örneğin yedi hatlı bir pencereden, Yegah ile Tiz Neva arasındaki sesleri detaylı olarak aşağıdaki gibi gösterebiliriz:
Bu bağlamda; grafik ve şekillere bağlı; aşina olduğumuz yazım sistemlerine benzer; basit, pratik, ancak hali hazırda kullanılan sistemlerle köklü kavram farkları; bunun yanında algılanabilme kazanımları olan bir sistem kurmuş olacağız.
Başlangıçta karışık gibi görünse de, nota yazımı aşağıda görüldüğü gibi sade ve basit olacak, geri planda yatan bütün teknik teferruat kısa bir alışma döneminden sonra zihnimiz tarafından kolayca modellenmiş olacaktır.
Nota yazımının temel görünüşü aşağıdaki gibi olacaktır (burada tambura üç hatlık bir pencereden bakılmaktadır):
Görüldüğü gibi ikinci ölçüde orta çizgi (ufuk çizgisi) nevadan gerdaniyeye anahtarlanmıştır (yani tambur eksi yönde bir hatlık “ bir çıt” döndürülmüş gibidir). Tabi burada gereksinmeden ziyade sistemin holografik yetisini belirtmek için uygulanmıştır.
Burada, sekizlik çargah, dörtlük neva, sekizlik muhayyer, onaltılık hüseyni ve gerdaniye notaları kullanılmış; yani geri kalan yazım kod ve işaretleri hali hazırda kullanılan nota yazım sistemininkilerle ile hemen hemen aynı kalacaktır.
Gene görüldüğü gibi sesler, alan üzerinde hem ses frekans kişiliği olarak, hem de pozisyon olarak tanımlanmakta dolayısı ile melodi akışı çift korumalı olarak tespit edilmektedir. Yakındaki sesler ile de, bulunulan bölge ayrıca pekişmektedir. Bu müziğin algılanılması bakımından önemli bir faktördür.
Bir şarkı notasını yazmak istersek; örneğin:
Harfleri, soldan sağa, yukarıdan aşağı her yönde rahatlıkla ve seri olarak okumaya alışık olmamız nedeniyle müzikal akışın algılanması da aynı rahatlık ve çabuklukta olacaktır. Yeni başlayan bir öğrenci bile kısa sürede sesleri tanıma becerisi kazanacak; ses eğitimi ile de nota üç korumalı olarak zihinde modellenecektir. Melodik motifler zihnimizde kodlanarak bir kütüphane oluşturacaktır.
Gene sistemin algılanması, daha önce “insan yüzünün” algılanması olayında anlattığımız, önemli bir özelliği içermektedir. Nota yazımında kodlar yani harfler biraz yukarı biraz aşağı yazılsa bile müzikal değeri ve fonksiyonu değişmeden net olarak algılanabilecektir.
Başka bir örnek:
Burada beşinci ölçüde Hüseyni aşiranı ve Hüseyni seslerini görmekteyiz. Bir oktav aralıklı sesler görüldüğü gibi, yazım pozisyonunda, göreceli olarak bir kademe yukarıda, tabir caiz ise bir “çıt” yukarıda yer almaktadır. Bu özellik üç oktavlık bölgede seslerin, net ve seçilebilir olarak yazımında büyük bir avantaj sağlamaktadır. Hüseyni aşiranı hat üzere olduğu için onun alt ucuna nokta koymayabilirdik. Nitekim aynı ölçünün son sesi tiz Neva’ın üst ucuna nokta konmamıştır; hat alttan teğet olduğu için zaten tiz Neva olduğu bellidir. Gene burada tiz Neva’nın alt teğet hattını çizmeden uçuşur halde bıraksak bile, bölgesel pekişmeden dolayı, o sesin tiz Neva olduğu anlaşılacaktı; ayrıca normal Neva’nın hat üzerinde olduğunu, anahtar olduğunu biliyoruz. İnsan zihni refleks olarak bunu kolaylıkla algılayıp değerlendirecek; şüphesiz bilinçaltımız daha da çabuk ve net bir şekilde değerlendirecektir.
Bu nedenle, beşinci ölçüyü şu şekilde de yazabilirdik:
Yazımda sürekli anahtarlama (kayar anahtar) mümkün olduğu için; deney kazanıldıkça bir eseri, iki hatta tek çizgi ile yazabilme imkanı olacak, tabir caizse sesler uçuşa geçecektir.
Bu özellik, değişik uygulamalara imkan sağlayacaktır. Sisteme alışıldıkça, tek çizgi giderek çok amaçlı değerlendirilebilecek; benzetme yaparsak, joker gibi kullanılabilecektir. Örneğin, ut, keman, bağlama gibi telli çalgılarda, aşağıda sunulduğu gibi bir nota yazımı ile, aynı melodinin değişik pozisyonlarda (dolayısı ile değişik tınılarda) yazılması mümkün olacaktır. Bu usta icracılar için önemli bir kolaylıktır.
==========================================================================
Bir örnek verilmek gerekirse:
Dügah, rast, neva akortlu kısa saplı bir bağlamada: Melodiler, aşağıda görüldüğü gibi değişik pozisyonlarda yazılabilecektir:
Örneğin:
Aynı melodileri parmak ve pozisyon işaretleri belirtmeden de yazabilirdik; şöyleki:
======================================================================================================
Bölüm 6:
Çeşitli kriterleri ön görerek, hesap vasıtası ile, bir oktav içinde, yaklaşık 2 cent’lik aralıklar ile 600 civarında ses listesi elde etsek bile, makam müziğinin bütün seslerini elde etmiş olmayız. Her makamın, her ahenkte, skalasının ucu açıktır ve geçkiler nedeniyle tamamen bestekarın seçiciliğine kalmıştır. Yani, o eserde kullanılan sesler, bestekarın, duyguları, sezgileri, ilhamı, ifade yeteneği, eğitimi, tecrübesi vb gibi ayrıntılarla etkileşim içindedir; bu insansal değerler katılmadan, diğer insanlara ulaşamaz müziği.
Fasıl ve onun idaresi, makam müziğinin önemli bir unsuru; vazgeçilemez bir etkinliğidir; onun piyasasıdır adeta.
Beste, topraktan çıkarılmış elmas gibidir. Onu, önce bestekarı, sonra yakın çevresi, daha sonra dinleyici kitlesi “geçer-geçmez” mastarına vurur, yontar, pırlanta eder!
Ancak esas rötuş fasıllarda yapılır. Fasıllar, bestenin dinleyicisine güvenle ulaşabileceği köprüler kurar. Tecrübeli idareciler, yetkin hanende ve sazendeler elinde, çeki düzen verilip, süslenir (allanır pullanır); daha geniş bir dinleyici kitlesinin beğenisine sunulur. Bu süreç, bestenin aradığı sesi, tınıyı, yürüyüşü ve nihayet beğeniyi bulması hususunda önemlidir.
Bütün bu macerada, deneme yanılma en işlek metottur. Taş, montürüne en emin böyle oturtulur ve mıhlanır!
IIIS nota yazım sisteminde, sesler ve ritimler ayrı ayrı ele alındığından; eserlerin ses ve usul analizleri makam ve ona bağlı eser bazında, daha etkin olarak yapılabilecektir. Bu husus, bestekar, hanende, sazende, fasıl yöneticilerine kolaylıklar sağlayacaktır.
Aşağıda görüldüğü gibi, doğal armoniklerin ilk beşi, makam müziğinde yaygın olarak kullanılan karar seslerinin neredeyse tamamına yakınını belirlemektedir.
IIIS Yeni nota yazım sisteminde, makam müziği eserlerini, karar sesleri anahtar olacak şekilde düzenliyebilme imkanı olacaktır:
Seslerin oransal yazımı:
Hatırlanacağı gibi, Müzik Alanı’mızda, müzik eserlerinin meydana getirilişinde kullanılan her türlü ses, ritim, duygu, düşünce ve benzer unsurular arasında doğal veya suni olarak yaratılmış her türlü işlevsel bağıntının ifade edilebileceğini belirtmiştik. Bu alanda sesleri harflerle adlandırmanın yanı sıra, matematiksel olarak da ifade edebiliriz. Örneğin, Y= 1/1; H=9/8; I=5/4, R=4/3; D=3/2; S=5/3; C=16/9; O=15/8 … gibi. Bu husus, makamlara özgünlük kazandıran karakteristik seslerde, ayrıca makam geçki seslerinde, veya farklı dizilerden ödünç ses alma durumlarında, kritik ses frekansının kesin olarak belirlenmesini sağlayacaktır. Öte yandan, bilgisayar uygulamalarında sesler, program ortamında matematiksel oranlar üzerinden işlem göreceği için, bu ifade tarzı makamların programsal yazılımlarında da çok etkili olacaktır.
Örneğin nota yazımında aşağıda görüldüğü gibi belirlenen ifadeler, daha kesin bir algılama sağlayacak; zihnimiz ne demek istediğimizi daha net ve hızlı kavrayacaktır.
Aynı kök frekansa bağlı olarak elde edilen (Bolahenk Yegah), müzik bandındaki bütün manidar ses ve ses aralıkları, matematiksel olarak ifade edilebileceği gibi, gene bu sesler vasıtası ile oluşturulacak makam dizileri; bu dizilerin değişik ahenklere transpozisyonu, bilgisayar tarafından milisaniyeler içinde düzenlenebilecektir (MüzikBaz).
Karar seslerinin anahtar olarak seçilip yazılabilmesi; müzik alanında seslerin matematiksel oranlar halinde gösterilebilmesi; makamların analizinde önemlik kolaylıklar sağlayacak; bu iş bilgisayar ortamında daha da işlevsel olacaktır.
Devam edecek ./..